{ "title": "Oruç Çeşitleri", "image": "https://www.oruc.web.tr/images/oruc-cesitleri.jpg", "date": "19.01.2024 07:44:55", "author": "ismail veske", "article": [ { "article": "
Oruç Çeşitleri, Hanefîler'e göre diğer ibadetler gibi oruç da farz, vacip ve nafile çeşitlerine ayrılır. Bu üçlü ayırım Hanefîler'in, dinen yapılması gereken şeyleri farz ve vacip biçiminde iki kademeli olarak bir ayırıma tutulmuş olması nedeniyledir. Öbür mezheplerde vacib kelimesi ise her iki kategoriyi de içerisinde bulundurur. Nafile ise farz ve vacip dışında bulunan dini emrettiği genel ismidir.

Farz oruç, farz olan oruç denilince, ramazan orucu akla gelir ve zaten tayin edilmiş, önceden oluşturulmuş (Muayyen) olan oruç da budur. Mazeretli ya da mazeretsiz bir şekilde tutulamadığı vakit, başka bir vakit kaza edilmesi de aynı biçimde farzdır. Bunun haricinde bir de kefaret olmak üzere tutulan oruç mevcuttur. Ramazan orucunun bozulması nedeniyle tutulması gerekli olan kefaret orucu yanında ayrıca, zıhar, yanlışlıkla ve kaza ile adam öldürme, hacda ihramlı iken vakti gelmeden tıraş olma (Halk) ve yemin için tutulacak olan kefaret oruçları da farz oruç olarak değerlendirilmiştir.

Kefaret orucu, yapılan bir hatanın cezası ya da telafisi manasını taşıdığından insan için baştan belirlenmiş bir yükümlülük bulunmayıp, buna neden oluşturması durumunda gündeme gelebilen arızi bir yükümlülük değerindedir. Bu yüzden ramazan orucu muayyen farz, öbürleri ise gayr-i muayyen farz diye nitelendirilir. Ramazan orucu yalnızca belirli bir vakitte, yani ramazan ayında tutulabilirken, öbürleri ise oruç tutmanın mubah olduğu her daim tutulabilir.

Ramazan orucunun kazası da istenilen mubah zamanlarda tutabilir. Fakat İmam Şafi'nin kazaya bırakılan orucun aynı sene içerisinde kaza edilmesi gerektiğine ilişkin görüşü de dikkate alınarak, herhangi bir nedenle kazaya kalan orucu mümkün olan en kısa sürede tutmaya çalışmak uygun olur. Vacip oruç, Nezir (Adak), insanın dinen yükümlü olmadığı bir ibadeti yapmayı kendisi için bir yükümlülük durumuna getirmesidir. İnsan, oruç tutmayı adamışsa, bu adak orucunu tutması vaciptir.

Adak adandığı zaman, orucun tutulacağı zaman belirlenmişse, mesela şu ayın şu günü gibi, bu muayyen bir vacip olur ve orucun belirlenen zamanda tutulması gereklidir. Nezredilen itikaf orucu da belirlenen bir zamanda tutulacağı için muayyen vacip sayılır. Orucun ne zaman belirlenmemişse gayr-i muayyen vacip olur ve dilediği mubah bir günde tutabilir. Başlanmış nafile bir orucun bozulması olayında orucun kaza edilmesi Hanefiler'e göre vaciptir. Malikiler ise kazanın farz olduğunu belirtmişlerdir. Şafii'ye ve Malik'ten değişik bir rivayete göre ise nafile orucun kazasının tutulmasına gerek yoktur.

Nafile oruç, farz ve vacip olan oruçların haricinde tutulan oruçlar nafile oruç olarak adlandırılır. Daha önce namaz çeşitlerini ele alırken belirttiğimiz gibi, nafile, gereksiz manasına değil, farz ve vacip olanın haricinde, kısaca gerekenin dışında yapılan manasına gelir. Daha çok sevap kazanmak amacıyla yapıldığı için tabir caizse nafile ibadet, bir bakıma fazla mesai yapmaktır. Nafile oruçların sünnet, müstehap, mendup ya da tatavvu olarak isimlendirdikleri de olur. Nafile oruç, mubah olan bütün günlerde tutulabilir. Fakat bazı zamanlarda oruç tutmak daha faziletli görülerek bu zamanlarda oruç tutmak sünnet ya da mendup kabul edilmiştir. Peygamberimiz'in çoğunlukla oruç tuttuğu ya da oruç tutulmasını tavsiye ettiği zamanlar, kısaca oruç tutmanın mendup kabul edildiği belli başlı günlerdir. Şevval orucu, ay takviminde ramazan ayından hemen sonra gelen ay, şevval ayıdır. Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır.
" } ] }