{ "title": "Şeker Hastası Oruç Tutabilirmi", "image": "https://www.oruc.web.tr/images/seker-hastasi-oruc-tutabilirmi.jpg", "date": "19.01.2024 03:52:25", "author": "ismail veske", "article": [ { "article": "Şeker Hastası Oruç Tutabilirmi, Dr. Tahir Haytoğlu da diyabet (Şeker) hastalarının, oruç tutup ya da oruç tutamamaya doktoruna başvurmasının ardından karar vermeleri gerektiğini söyledi. 'Tip 1 diyabeti bulunanların, insüline ihtiyaç duyduklarını, bu nedenle uzun zamanlı açlık dönemlerinin bu hastalar için tehlikel bir durum oluşturabileceğini söyleyen Haytoğlu, fakat modern insülin analoglarıyla yoğun insülin tedavisi alan ya da insülin pompası kullanan hastaların tedavisinin, oruç tutabilecekleri biçimde oluşturabileceğini anlattı.

Tip 2 diyabeti olanların büyük bir bölümünün insülin kullanımına ihtiyacı olmadığını, ihtiyaç duyulduğu vakit ağızdan tüketilen ilaçların desteğinde, düzenli bir beslenme programıyla oruç tutulabileceklerini anlatan Haytoğlu, diyabet hastalarının oruç tutmasına mâni olabilecek unsurları; hipoglisemi (Şeker oranının düşmesi), hiperglisemi (Şeker oranının yükselmesi) şeklinde sıraladı. Haytoğlu, hastaların şeker ölçümlerini yakından takip ederek hipoglisemi ataklardan uzak durmaları gerektiğini, hipoglisemi anında ise orucun bozulması gerekebildiğini kaydetti.

Diyabetli hastaların oruç zamanı bir diyetisyen yardımıyla detaylı bir beslenme programı uygulamayabileceğini söyleyen Haytoğlu, sahur ve iftarın yanı sıra gece saat 10.00-11.00 arasında tüketilecek bir ara öğünle gün içerisindeki öğün sayısını üçe yükseltmeyi, ekmek, hamur işi, pirinç pilavı, makarna, patates ve şekerli yiyecekleri sınırlandırmayı, bir kerede büyük porsiyonlar halinde beslenmek yerine ölçülü porsiyonları tercih etmeyi tavsiye etti.

Ramazan ayında beslenme, beslenme ve diyet uzmanı Ayşe Korkmaz da ramazanda beslenme alışkanlıklarında farlılıklar oluşturduğunu söyleyerek, bu ayda yeterli ve dengeli beslenmeyi oluşturabilmenin önemini belirtti. Ramazan'da öğün miktarının en az 3 olacak biçimde planlanmasını öneren Korkmaz, bu beslenme biçiminde dikkat etmeyen sağlıklı insanlarda bile ara sıra sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda yoğun gaz birikimi, ani tansiyon fırlaması gibi rahatsızlıkların olabileceğini kaydetti.

Sahur öğününün atlanmaması gerektiğini söyleyen Korkmaz, sahurda yalnızca su içerek niyetlenmenin ya da gece yatmadan önce sahur yapmanın son derece zararlı olduğunu söyledi. Bu cins beslenme tarzının, yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate yükselttiğini de söyleyen Korkmaz, bunun da açlık kan şekerinin daha erken zamanlarda düşmesine ve günün verimsiz geçmesine sebep olduğunu söyledi. Sahurun ağır yemeklerden meydana gelmesi durumunda, gece metabolizma hızı yavaşladığı için yemeklerin yağa dönüşme hızının arttığını ve bunun da kilo alımına sebep olduğunu anlatan Korkmaz, şunları kaydetti:
Sahura mutlaka kalkılmalı ve bu öğünde ya ağır olmayan bir kahvaltı yapılmalı veya çorba, az yağlı yapılmış sebze ve zeytinyağlı yemeklerden meydana gelen bir öğün tercih edilmelidir. Bu arada gün içerisinde fazla sıvı kaybedildiği için sıvı dengesini düzenlemek de oldukça önemlidir. Günün ilk öğünü olan iftar, çorbayla açılmalı ve bir süre ara verilmesinin ardından yemeğe başlanmalıdır. İftara peynir, zeytin gibi basit yiyeceklerle başlanarak, normal yemeğe bir zaman sonra geçilmesi daha uygundur. Başlangıç için beyne doygunluk hissi veren çorba en uygun yiyecektir. İftarda hızlı olmayarak ve az oranda yemek tüketilmelidir. Dengeli olmak şartıyla iftarla sahur arasına da mutlaka bir ara öğün tüketilmelidir. Korkmaz, ağır, yağlı yemeklerle kızartmaların tüketilmemesini, az ve sık beslenilmesini tavsiye etti.

Ramazan ayında en çok karşılaşılan problemlerin, mide asidinin yemek borusuna kaçması olarak adlandırılan reflüyle kabızlık olduğunu söyleyen Korkmaz, reflüyü önüne geçmek için kahve, kakao, çikolata gibi yoğun kafein tüketiminden kaçınılması, yağlı yiyeceklerden uzak durulması ve yemeğin hemen sonra uykuya geçilmemesi gerektiğini de belirtti. Korkmaz, oruç tutmanın bazen zayıflamak için bir alternatif olarak değerlendirildiğini söyledi.
" } ] }