Oruca başlama zamanı, sahur vaktiyle birlikte başlar ve bu vakit imsak vaktinin gelişiyle son bulur. İmsak vakti geldiğinde, yeme ve içme kesilmelidir. Eğer imsak vaktinin gelmesine rağmen yeme ve içmeye devam edilirse, oruç geçersiz hale gelir ve kişi oruca niyetlenmemiş gibi olur. Kalben niyet edilse bile, fiilen yeme ve içmeye devam etmek orucun geçerliğini engeller.

Günümüzde ibadet vakitlerinin giriş ve çıkışını doğru bir şekilde bildirecek pek çok olanak bulunmaktadır. Evlerimizde bulunan takvimler, Ramazan imsakiyeleri ve saatler, bu vakitleri doğru bir şekilde bize haber vermektedir. İmsak vakti için güvenilir kaynaklar bu araçlardır.

Ezan, namaz vakitlerinin geldiğini bildiren bir çağrıdır. Sabah ezanı, imsak vaktinden sonra okunur ve sabah namazının vakti geldiğinde okunmaktadır. Muezzin ezanı, sabah namazı vakti geldiğinde okur, daha önce okumaz. Bu ezan, cemaatin toplanması ve sabah namazının kılınacağını ilan eder. Sahur vakti ise yatsı namazının vakti içinde yer alır. Sabah namazı vakti geldiğinde, yatsı namazının vakti sona ermiş ve sahur vakti de bitmiş olur. Dolayısıyla, sabah namazı vakti geldiğinde eğer yatsı namazı kılınmamışsa artık kazası kılınacaktır; eğer oruç için sahur yapılmamışsa, artık sahur yapılamayacaktır. Çünkü sabah namazı vakti geldiğinde oruç da başlamış olur.

Oruç, sabah namazı vaktinde başlar ve akşam namazı vaktinde sona erer. Akşam namazı vakti geldiğinde oruç açılır, yani iftar yapılır. Akşamdan itibaren yatsı namazı vakti boyunca yemek yenebilir. Yeni sabah namazı vakti geldiğinde tekrar niyetlenmek ve oruca başlamak gerekmektedir.

Müezzin, ezanı yanlışlıkla erken (sahur vakti içinde) okursa, yeme ve içme kesilmez. Ancak bu bir hatadan ibarettir, müezzin beşerdir ve yanılabilir. Müezzin ezanı yanlışlık olmaksızın geç de okuyabilir. Bu durumda sahur vaktinin bitişini anlamak için ezana değil, imsakiyeye ve saate bakmak gerekmektedir.

Şeriatın belirli ölçüleri vardır, ancak orucun ve imsak girişinin gerçek değerlerini yalnızca Allah bilir. Sahur vakti bittiğinde (ezan okunurken) yemeye devam eden veya su içen birisi orucunu bozmuş olur, ancak hakikatini biz bilemeyiz. O kişinin orucu ile Allah arasına giremeyiz. Bize düşen, ezan başladığında sahurun bittiğini söylemektir. Buna dikkat edersek, hata ve yanılgılardan af olacağımızı umuyoruz. Kişinin yapması gereken, ezan başladığında sahura son vermektir. Ezan okunurken hala su içen birinin, "Eyvah orucum bozuldu, o halde bugün yiyeyim," demesine gerek yoktur. Bunu yapan biri kefaret yüklenmiş olmaz. Çünkü erken vakitte bir yanlışlık yapmıştır. Bu kişi, o günün kazasını yapmakla görevlidir. O gün orucuna devam edip ve daha sonra da kaza ederse, iyi olur.